Bahar Geldi, Göz Alerjisi Başladı, Sakın Kaşımayın!

Bahar Geldi, Göz Alerjisi Başladı, Sakın Kaşımayın!

Türk Oftalmoloji Derneği, bahar aylarının gelmesiyle birlikte mevsimsel göz alerjilerinde artış yaşanmasıyla ve halk arasında ‘kırmızı göz’ adıyla bilinen göz alerjisi (alerjik konjonktivit) için uyulması gereken önemli kurallarla ilgili açıklamalar yaptı.

 

 

Türk Oftalmoloji Derneği, içinde bulunduğumuz bahar ayları ve yaklaşan yaz aylarında artış gösteren göz alerjisi ile ilgili önemli açıklamalar yaptı. Şiddetli ve uzun süren göz kaşımanın gözün saydam tabakası korneanın kollajen yapısında değişikliklere neden olan keratokonus adı verilen hastalığa yol açabileceği belirtildi. Özellikle pandemi dönemi sebebiyle kişilerin el ve göz temizliği konusunda daha hassas ve duyarlı olmaları istendi. Türk Oftalmoloji Derneği Kornea ve Oküler Yüzey Birim Sekreteri Prof. Dr. H. Elvin Yıldız, dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 40’ında alerjik konjonktivit belirtileri görüldüğüne dikkat çekerek, son on yılda bu hastalığa yakalananların sayısında hem ülkemizde hem de dünyada hızlı yükseliş olduğunu aktardı.

Polen, toz, rutubetten tüyden uzak durun

Prof. Dr. H. Elvin Yıldız, göz alerjisinin, gözün beyaz kısmını ve kapakların iç kısmını örten, konjonktiva zarındaki bağışıklık sisteminin alerjenlere karşı aşırı cevabı olduğunu ve göz alerjisinin mevsimsel (ilkbahar-sonbahar) olabileceği gibi tüm yıl da sürebileceğini belirtti. Yıldız şöyle devam etti: “Polenler ve ev tozu akarları en sık karşılaşılan alerjenlerdir. Yoğun miktarda polene maruz kalmak mevsimsel göz alerjisini tetikleyebilirken; ev tozu akarları, küf, nem ve rutubet ile evcil hayvan tüyleri, tüm yıl boyu süren göz alerjisini tetikleyen etkenler olabilir. Göz alerjisi toplumda oldukça sık görülen bir hastalıktır ve en sık karşılaşılan belirtileri gözde kızarıklık, kaşıntı, sulanma, kapaklarda şişlik ve ışığa duyarlılıktır. Göz alerjisi tedavisinde hasta tavsiyelere uyduğunda alerji azalır ve rahatlama olur.”

Bahar Geldi, Göz Alerjisi Başladı, Sakın Kaşımayın!

Kaşımak keratokonus’a sebep olabilir

Yıldız ayrıca kontrol altına alınmamış, uzun süren alerji gözde bazı kalıcı rahatsızlıklara sebebiyet verebileceğini ve araştırmaları şiddetli ve uzun süren göz kaşımanın gözün saydam tabakası korneanın kollajen yapısında değişikliklere neden olduğunu gösterdiğine değinerek, “Bu durum korneada ilerleyici astigmatizma ve incelme ile karakterize keratokonus hastalığına neden olabiliyor. Keratokonus hastalarında yapılan araştırmada, göz alerjisi olan hastalarda alerjisi olmayan hastalara göre keratokonus hastalığının daha şiddetli seyrettiği görülmüştür. Bu nedenle keratokonus hastalarında eşlik eden alerji mutlaka sorgulanmalıdır.” dedi.

Göz kaşıma alışkanlığı

Araştırmada yer alan bir grup hastada ise göz kaşımanın bir çeşit alışkanlığa dönüştüğü ve hastanın farkına varmadan gözünü kaşıdığı tespit edilmiştir. Bu nedenle keratokonus hastalarında göz kaşıma farkındalığının da oluşturulması ve hastaların bu konuda bilinçlendirilmesi gerekmektedir ve son derece önemlidir.

Önemli tavsiyeler

Prof. Dr. H. Elvin Yıldız, hızlı bir şekilde şikayetleri azaltmak, bulguları kontrol altına almak, hastanın yaşam kalitesini arttırmak ve göz yüzeyinin hasarını önlemek gerektiğini belirterek “Alerjiyi tetikleyen faktörlerden sakınmak tedavide oldukça önemlidir. Göz doktorunun vereceği anti-alerjik göz damlalarının kullanımı ve soğuk uygulama şikayetlerin azalmasını sağlar. Ayrıca uzun süreli kontrolsüz ilaç kullanımı istenmeyen yan etkiler oluşturabilir.” diyerek hastalara şu tavsiyelerde bulundu:

  • Gözleri kaşımamak,
  • Yapay gözyaşı damları ile alerjenleri konjonktival keseden yıkayarak uzaklaştırmak,
  • Günde 1-2 kez 5-10 dakika soğuk kompresler uygulamak
  • Kontakt lens kullanımına ara vermek,
  • Polenlerin yoğun olduğu zamanlarda ve güneş ışınlarının en dik olarak geldiği saatlerde zorunlu olmadıkça dışarı çıkmamak,
  • Dışarı çıkarken güneş gözlüğü, şapka, şemsiye kullanmak,
  • Evde polen filtresi olan klima cihazlarının kullanılması,
  • Polen mevsiminde ev ve araba camlarının kapalı tutulması,
  • Kimyasal temizlik maddeleri, boya ve parfümlerden uzak durmak,
  • Tüylü evcil hayvanların uzaklaştırılması veya her hafta yıkanması
  • Uykudan önce saçları yıkamak,
  • Evde tozları barındıracak halı, kilim gibi eşyaların ve tüylü oyuncakların bulundurulmaması,
Tedavi edilmezse görme kaybı olabilir

Prof. Dr. H. Elvin Yıldız ayrıca alerjilerin tekrarlayıcı özellikleri nedeniyle göz yüzeyinde istenmeyen komplikasyonlara ve kontrolsüz ilaç kullanımının ise glokom ve katarakt gibi istenmeyen yan etkilere neden olabileceğini aktardı. Alerjik konjonktivitle ilişkili yakınmaları olan hastaların bir göz hekimine başvurup, uygun şekilde tedavi ve izlenmeleri, hastalığa bağlı kısa ve uzun süreli komplikasyonların önlenmesi ve göz sağlıklarının korunması açısından önemlidir.

Alerjik konjonktivit nedir?

Sulu, kızarık, kaşıntılı gözlerle, genellikle sık tekrarlayan konjonktivit tablosudur. Dış ortamdan gelen alerjenlerin göz kapağının iç yüzünde bulunan ve alerjik reaksiyona sebep olduğu bilinen mast hücrelerini uyarması sonucu oluşur. En sık geç çocukluk ve erken erişkin döneminde görülür, yaşla birlikte azalır.  Alerjik konjonktivitler akut ve kronik olmak üzere iki farklı seyir gösterirler. Akut grupta polen, ot, çim, toprak gibi havayla taşınan alerjenlere karşı sıklıkla ilkbahar ve sonbaharda gelişen mevsimsel alerjik konjonktivitler ile; toz, akar, hamam böceği, evcil hayvan tüyleri, küf ve hava kirliliği gibi alerjenlere karşı gelişen uzun süreli (perennial-tüm yıl boyunca) alerjik konjonktivitler bulunur. Mevsimsel alerjik konjonktivit en sık görülen oküler alerji tipidir. Kronik grupta ise vernal keratokonjonktivit, atopik keratokonjonktivit, dev papiller konjonktivit ve kontakt blefarokonjonktivit yer almaktadır ve uzun süren ataklarla tekrarlayabilen tablolardır.

Daha Fazla Göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu