Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şanlıurfa'da gençlerle bir araya geldi

Erdoğan’ın konuşmasından bazı satır başları şöyle:

“Sevgili gençler, Şanlıurfa’nın güzel insanları, değerli kardeşlerim, ve bu muhteşem kültür merkezinin ismi ile şereflendirdiğimiz gerçekten büyük sanatçımız, sanatkaarımız İbrahim Tatlıses kardeşimiz ve hep birlikte siz gençlerle bugün Urfamızda farklı bir gün yaşıyoruz. Öncelikle kültür merkezimiz Şanlıurfamıza hayırlı olsun.

Bugün dünyada Engelliler Günü. Birilerinin zihin dünyaları engelli. Bizim engelli kardeşlerimizin zihin dünyaları sapsağlam. Sizlerle sohbetlerimizde öyle çarpıcı analizlerle, öyle isabetli tespitlerle, öyle akılcı önerilerle karşılaşıyoruz ki, inanın bunca tecrübemize rağmen bizim ufkumuz genişliyor. Biz ne sağdayız, ne soldayız. Biz siyasetin merkezindeyiz. En çok sizlerin enerji, üretkenlik ve gayretlerinize güveniyoruz. Şu anda Türkiye siyasetinde bu kardeşinizin, bu ağabeyinizin dışında gençlik kollarından yetişerek gelmiş bir lider yok. 18-20 yaşından itibaren gençlik teşkilatlarında yetişmiş, oralardan gelmiş bir siyasetçiyim. Diğerleri öyle değil, çoğu gökten zembille indiler. Siyasetin içinden geldik ve onun için de gençlere bakışımız çok çok farklı. Biz bu kutlu bayrağı, emaneti nasıl daha önceki nesillerden devraldıysak, inşallah çok yakında sizlere devredeceğiz.

İnanın bunca yıllık tecrübemize rağmen bizim de ufkumuz genişliyor. Türkiye2de gençlik teşkilatını partisinin angaryasını yaptıracak bir iş değil de politikasının merkezine yerleştirmiş ilk parti biziz.

Biz ne sağdayız, ne de solda. Biz siyasetin merkezindeyiz. Ve Cumhuriyetimizin yeni asrını Türkiye vizyonuyla hazırlamaya karşılarken en çok da sizlerin gayretine güveniyoruz

Türkiye siyasetinde bu kardeşiniz, abiniz dışında gençlik kollarından gelmiş kimse yok. 18-20 yaşından itibaren gençlik kollarında yetişmiş bir siyasetçiyim. Diğerleri öyle değil, gökten zembille inmişler. Gençlik yıllarıyla birlikte siyasette yarım asrı geriden bırakan büyüğünüz olarak artık sizlerin misafiri olduğunu rahatça söyleyebilirim. Biz kutlu bayrağı, emaneti nasıl daha önceki nesillerden geri aldıysak çok yakında sizlere devredeceğiz. 

Gençlik yıllarıyla birlikte siyasette yarım asrı geride bırakan bir büyüğünüz sıfatıyla, artık bizlerin, sizin zamanınızın misafiri olduğumuzu rahatça söyleyebilirim. Bu samimi düşüncemi sadece kendi adıma değil, mensubu olduğum kuşak adına da ifade ediyorum. Biz, bu kutlu bayrağı, bu kutlu emaneti nasıl daha önceki nesillerden devraldıysak, inşallah çok yakında sizlere devredeceğiz. Bizden önceki kuşak ve bizim kuşağımız, demokrasi ve kalkınma bakımından Türkiye’nin belki de en sıkıntılı, en sancılı dönemini yaşadı. Kendi serencamımızın seyriyle bugün sizlerin ‘Türkiye Yüzyılı’ vizyonuyla kurduğunuz hayaller arasında çok büyük fark olması gayet tabiidir. Hem altyapı hem özgürlükler konusunda yoklukların ülkesinden, bölgesel ve küresel liderlik seviyesine gelmiş bir ülkeye ulaşmak elbette kolay değildir. Hatırlayın, nerelerden geldik. Şanlıurfa’nın havalimanı, böyle güzel yolları mı vardı? Nerede? Ama şimdi havalimanından çıkıyorsun, Karaköprü’den merkeze tüm kavşak düzenlemeleriyle, her şeyiyle, altyapısıyla, üstyapısıyla bambaşka bir Türkiye, bambaşka bir Şanlıurfa.önceki kuşak ve bizim kuşağımız demokrasi ve kalkınma bakımından Türkiye’nin belki de en sancılı dönemini yaşadı.

Hem altyapı hem özgürlükler konusunda yoklukların ülkesinden bölgesel ve küresel bir ülkeye ulaşmak elbette kolay değildir. Şanlıurfa’nın havalimanı böyle güzel yolları mı vardı? Nerede…

İbrahim Bey ne diyor. İstanbul’dan çıkıp buraya yol değiştirmeden geliyorsun. Eskiden 24 saattir şimdi 12-13 saat. Bu kadim mücadelenin en zor kısmını geride bıraktık. Artık ödediğimiz bedellerin, döktüğümüz alın terinin karşılığını alma vakti gelmiştir. Bunu sizinle alacağız. Artık dünyaya şöyle bakacağız; Biz dünyaya değil artık dünya Türkiye’ye baksın. Bunu sizlerle beraber başaracağız.

Artık ödediğimiz bedellerin, çektiğimiz acıların, yaptığımız fedakarlıkların, döktüğümüz alın terlerinin karşılığını alma vakti gelmiştir. Bunu sizlerle alacağız. Hazreti Mevlana’nın o pergel metaforuna uygun şekilde, bir ayağımızı ülkemize ve değerlerimize sabitleyip, diğeriyle tüm dünyayı kuşatacağımız bir dönemdeyiz. Artık dünyaya şöyle bakacağız, biz dünyaya değil, dünya Türkiye’ye baksın. Bunu, sizlerle beraber başaracağız. Gençlerimizin bilgisi, donanımı, öz güveni Türkiye Yüzyılının en büyük teminatıdır. Hamasetle, demagojiyle, yalanla, çarpıtmayla yönlendirilemeyecek bu gençliğin azim ve cesaretinden aldığımız güçle nereye hazırlanıyoruz? 2023’e. Ülkemize bugüne kadar kazandırdığımız eser ve hizmetleri anlatırken sadece hakikat penceresinin önüne çekilmeye çalışılan perdeleri açıyoruz. Göreve geldik, Türkiye’de 76 üniversite vardı ama şimdi 81 ilimizde 208 üniversitemiz var.

Bay Kemal, güya zihinde ne var ne yok bunları anlatıyormuş. Elin birilerini toparlamış, etmiş, uyuyanlar mı ararsın, bunun yanında ne dediği anlaşılmayan sözler mi anlarsın… Böyle bir durum. Biz de dedik ki biz, Şanlıurfa’da zihin devrimi yapacağız. Ve Şanlıurfa’da bir zihin devrimini yaptık ve açıkladık. Vizyon orada değil, vizyon Şanlıurfa’da. Ve yarına dair vizyonun kalemşörleri gençler, sizsiniz. Kendinize güvenin, inanın. Ve yarının programını da projesini de sizler hazırlayacaksınız, beraber hazırlayacağız. Bunu kimse inkar edemez. Peygamberler şehri burası.

Açılış maçına gittim. Katar-Ekvator maçına gittim. Ekvator yendi. Fenerbahçeli Valencia da güzel bir kafa golü attı. Televizyonlarda vakit bulursam izliyorum. En son dün akşam malum Beşiktaş’ta oynayan Kamerunlu ismini hep yanlış söylerler; Abubakar, olur mu, aslı bunun Ebubekir. Bu 16 belli olduktan sonra mesela en büyük sürpriz Almanların dışlanması oldu. Almanlar fena gitti. Farklı şeylerle oyalandılar. Şu anda 16’ın dışında kaldılar. 16 belli olduktan sonra değerlendirme yapılabilir. Şu an itibariyle ‘şu başarılı olacak’ denirse zannediyorum yanlış olur. 16 belli olduktan sonra ‘şu daha şanslı olabilir’ denebilir. Görelim, ondan sonra da düşüncemizi söyleyebilirim.

Ben malum İmam Hatip mezunuyum. Orada münanzaralarda olurdum. Orada bu mukamele ve diyalektiği yakaladık. 18 yaşından bu yana siyasi hayatın içerisinde oldum. Oradan gençlik kollarından yetişerek bugünlere geldik. Bunun özel mektebine gitmedim, o kadar paramız yoktu. Benim hayat hikâyem de, öyle zengin ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmedik. Biz ahşap bibr evde iki oda üç kardeş, anne-baba orada yetiştik. Anacığım zaten benim bambaşka bir anaydı. Çok şey geçti. Babam kıyı kaptanıydı. Aile olarak yetişirken, eve misafir gelme noktasında kapımız hiçbir misafire kapalı değildi. Kapı açık, o anacığım, yer sofrasında misafir geldiği zaman, küp turşusunu hazırlardı, teneke kavurma hazırdı. Anacığım hemen ‘oğlum git fırından 2-3 ekmek, yufka al’ derdi. Gider yufkayı alırdım. Anam kuzine sobasında yemeği yapardı. Umduğunu değil bulduğunu yiyen misafirler gelirdi bize. Oradan gelen cesaretle de hamdolsun siyasi hayatımızı sürdürdük. Siyasi hayatımızla birlikte de Kasımpaşa’nın verdiği o ruhu da kaybetmedik. Eyvallah Kasımpaşalıyız.”

Hibya Haber Ajansı

Daha Fazla Göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu